Yeni
klasik yaklaşım, 1961 yılında John Muth tarafından klasik teorinin temel
ilkelerini benimseyerek ortaya çıkan yeni bir ekonomik teoridir. Yeni klasik
yaklaşım iki temel varsayıma dayanmaktadır. Bunlar; bireyler ellerindeki mevcut
tüm bilgiyi kullanırlar ve fiyatlar ile ücretler esnek olduğu varsayımlarıdır.
Temel varsayımlardan ilki şöyle ifade edilebilir. Beklentilerin oluşturulması
için gereken bilgilerin elde edilmesi sürecinde rasyonel davranış tarzı
uygulanmalıdır. Rasyonel davranan bireyler, ekonomik değişkenlere ait
beklentileri, elde edebildikleri tüm bilgileri kullanarak ve tutarlı bir
iktisadi model çerçevesinde değerlendirerek oluştururlar. İkinci temel varsayım
da işsizliğin daima gönüllü olduğunu ve insanların ücretlerin çok düşük
olduğunu düşündükleri için işsiz kaldığı savunulmaktadır.
Yeni
klasik yaklaşıma göre ekonomi tam istihdamda değilse bu, kişilerin fiyatlar
hakkındaki bekleyiş hatalarından kaynaklanmaktadır. Fiyat dalgalanmalarına neden
olan hatalar tesadüfidir. Devletin ekonomiyi yanlış yönlendirmesi sonucu
fiyatlar ve ücretlerle ilgili dengesizlikler yaşanmaktadır. Bu yaklaşımda
ekonomik karar alıcıların sürekli hata yapması söz konusu değildir. Çünkü
bireyler rasyonel davranışlara sahiptirler ve yapılan hatalardan çok çabuk ders
alırlar.
Bu
yaklaşıma göre ekonomide uygulanan politikaların yaratacağı etkiler rasyonel
davranışlardan dolayı istenilen sonuçları vermede yetersiz kalacaktır. Devlet;
vergiler, kamu harcamaları ve para arzı gibi değişkenleri kullanarak, istihdam,
üretim ve fiyat istikrarı gibi ekonomik değişkenler üzerinde etkili olamaz. Bu
teoriye göre devlet, kuralları belirlememeli ve bireyler de olası sonuçları
önceden anlamaya çalışmalıdır. Bireyler bu yaklaşıma göre, para ve fiyatlar
arasındaki ilişkiyi anlayarak bilgilerini sürekli olarak reel ve nominal
değişmeler arasında ayrım yapmak için kullanırlar. Bundan dolayı kısa dönemde
para yansız olup, para arzı dalgalanmalarının beklenen kısmı fiyatları
etkilerken, beklenmeyen kısmı ise ekonomiyi reel açıdan etkilemektedir. Bu
yaklaşımdan dolayı, hem Keynesyen hem de Monetaristlerin fiyat beklentilerinin
kısa dönemde sabit kaldığı varsayımını eleştirmişlerdir. Ekonomide görülecek
herhangi bir krizi paranın etkilerine bağlayarak, devletin istihdam ve üretimi
artırmak için para ve maliye politikasını kullanmasının gereksiz olduğunu
savunmuşlardır.
Neoklasik
yaklaşımın tam bilgi kuramı varsayımı yerine yeni klasik yaklaşımda haber alma
mükemmel değildir tezini savunurlar. Yeni Klasiklere göre ekonomideki krizlerin
çoğu yetersiz bilgilenme sonucu oluşan yanılgılardan meydana gelmektedir. Ancak
yanılgıların fark edilmesiyle ekonomi yeniden doğal dengesine gelecektir.
Ekonomi ile ilgili her birimin gelecekle ilgili rasyonel beklentileri olduğu ve
sistematik hata yapmadan ekonomik birimlerin yetersiz bilgilenmesinden
kaynaklanan yanılgılar sonucu krizlerin olabileceğini savunmuşlardır.
Yeni
liberal yaklaşımı oluşturan; Monetarizm, Arz Yanlı ve Yeni Klasik Yaklaşıma
göre, ekonomik krizler veya istikrarsızlıklar devletin izlemiş olduğu para ve
maliye politikalarının yanlış uygulamalarından kaynaklanmaktadır. İşsizlik ve
enflasyon gibi makroekonomik sorunların ortaya çıkmasının nedeni piyasaya
dışarıdan çoğu zaman para ve maliye politikaları ile yapılan müdahalelerdir.
Ekonomik krizden çıkmanın yolu olarak, devlet ekonomiye müdahale etmemeli ve
ekonomiyi piyasa kurallarına göre liberalize etmelidir.

0 comments:
Yorum Gönder