:::: MENU ::::

Daha çok ekonomi, az çok da üstüme vazife olmayan şeyler ...

3/12/2011

[1] Bir fizikçi bir kimyacı ve bir ekonomist ıssız bir adaya düşmüş.
Yiyecek bir şey yok. Lakin bir bakmışlar, sahile vuran bir konserve kutusu… Dolma!
Fizikçi demiş ki… “Bir taşla vurup açalım, yeriz.”
Kimyaci demiş ki… “Ateşe atalım hem pişer hem de kutu açılır.”
Ekonomist… Farzedelim ki elimizde bir konserve açacağı var…”
Paul Samuelson


[2] Ekonominin ilk kurali: Yeryüzündeki her bir ekonomist için onun söylediginin tam tersini savunan bir diger ekonomist bulunur.
Ekonominin ikinci kurali: Her ikisi de hatalıdır.

[3] Dün öngördüklerinin bugün neden gerçekleşmediğini yarın açıklayabilen insana ekonomist diyoruz.
Laurence J. Peter

[4] Ekonomik raporlarin temelinde, satın almak istediginizi almak için en iyi zamanın aslında geçen yıl oldugu gerçeği yatar.
Marty Allen

[5] Bir odaya iki ekonomist girerse iki farkli fikir duyarsiniz. Gerçi bu ekonomistlerden biri Lord Keynes ise üç farkli fikir duyarsiniz.
Winston Churchill

[6] Birisinin ekonomi uzmani olmasindan süphe ediyorsunuz… Gerçekten ekonomist olup olmadıgını nasıl anlarsiniz? Su soruyu soracaksınız…
“Bilgisizlikle umursamazlık arasinda ne fark vardir?”
Eger cevap…
“Bilmiyorum ve umrumda da degil” şeklinde gelirse…
Hiç süpheniz olmasın bir ekonomistle karsı karsıyasınız

[7] Adam basit bir hastalık olduğunu düşündüğü bir rahatsızlık için doktora gitmiş ve birden çok ağır hasta olduğunu, hastalığının tedavisi olmadığını ve sadece altı ay ömrü kaldığını öğrenivermiş. Üzüntü içinde doktora ‘Yapabileceğim bir şey var mı?’ diye sormuş, doktor da ‘Tabii demiş, ekonomist genç bir bayan bul, onunla evlen ve bir Brezilya gezisine çık!’ Adam heyecanla bu benim ömrümü uzatır mı?’ diye sormuş ama doktorun cevabı da şaşırtıcı olmuş. ‘Hayır, uzatmaz ama iktisatçı o kadar can sıkıcı olur ki, sanki daha uzun zaman geçmiş gibi hisseder, kendini daha çok yaşamış gibi sanırsın!’

[8] Bir matematikçi, bir muhasebeci ve bir ekonomist aynı işe baş vururlar. Görüşmeci matematikçiye sorar:
- “iki kere iki kaç eder?”.
Matematikçi cevap verir:
- “Dört!”.
Görüşmeci sorar:
- “Kesin dört mü?
Matematikçi kendinden emin cevaplar:
- “Evet, kesin dört!”
Matematikçi çıkar ve ekonomist odaya girer. Bu sefer görüşmeci aynı soruyu ekonomiste yöneltir. Ekonomist yanıtlar:
- “Ortalama dört eder, yüzde 10 aşağıya veya yukarı oynayabilir, ama ortalama dört eder!”.
Ekonomistte de çıkar, muhasebeci odaya girer, aynı soru ona da sorulur.
Muhasebeci ayağa kalkar, kapıyı kilitler, panjurları indirir ve görüşmeciye yaklaşarak sorar:
- “Kaç etsin istersiniz?

[9] İki tane bankacı parkta yürüyorlarmış. Birisi yaşlı bir kurt.diğeri ise yeni bankacıymış. Yaşlı bankacı yürürken ekonominin sırlarını öğretmek için genç olana nasihat veriyormuş. 
Yaşlı Bankacı: 
Bak evlat ekonomide önüne hangi fırsat çıkarsa çıksın bunu değerlendirmen gerekir. Mesela önümüzde bir hayvan dışkısı var. Sana 1 milyar versem onu yermisin der. 
Genç Bankacı 
Gerçekten mi efendim. Tamam neden olmasın der. 
Ve gerçekten de dediğini yapar.Sonra tekrar yürümeye devam ederler. Karşılarına bir tane daha çıkar. 
Yaşlı Bankacı 
Bak şimdi evlat misal bana da 1 milyar versen bende bunu yerim. 
Genç Bankacı 
Tamam o zaman efendim yediğiniz taktirde bende size 1 milyar vereceğim der. 
Gerçekten de yaşlı olanda dediğini yapar ve genç olan 1 milyarı kendine uzatır. Daha sonra yürümeye devam ederler. 
Genç Bankacı 
Sizden 1 milyar aldım ben yedim. Sizde benden verdiğiniz parayı aldınız sizde yediniz. Peki söylemesi ayıp ikimizde karlı çıkmadık, biz bu b.ku niye yedik der. 
Yaşlı Bankacı 
Öyle deme evlat. 2 milyarlık işlem hacmi yarattık.

[10] Amerika'da bir ilan sitesinde genç bir kız aşağıdaki ilanı yapar; 

25 yaşında kültürlu, akıllı ve çok güzel bir kızım ve New York'ta yaşıyorum. Yıllardan beri bir sürü erkekle çıktım, ama hepsi yılda 250.000$'ın altında kazanan erkeklerdi. Bu meblağın az olduğunu düşünüyorum ve yılda $500.000 dolar üzerinde kazanan bir erkekle evlenmek istiyorum. Çevremde benden çirkin ve kültürsüz bir sürü kızın zengin erkeklerle evlendiğini gördüm, onları nerede bulabileceğimi bilen varsa beni bilgilendirmesini rica ediyorum. 

İlana iyi kötü çok sayıda kişi cevap vermiştir, ancak içlerinden birisinin cevabı dikkat çekicidir; 

anladığım kadarıyla evlilik için önceliğin kişi değil para. Ben senin aradığın kriterlere uyan birisiyim yani yılda 500.000$ üzerinde kazanan varlıklı biriyim. Ancak olaya finansal açıdan bakarsak, benim varlıklarım önümüzdeki yıllarda muhtemelen daha da büyüyerek değer kazanacaktır yani zenginliğim artacaktır. Ancak karşılığında senin bana sunduğun varlıkların yani güzelliğin ise zaman geçtikçe daha da değer kaybedecek nitelikte . Bu durumda, finansal bir karar vermek gerekirse satın alma yerine kiralamayı tercih ederim.

[11] Bizim Temel uluslararası ekonomi toplantısına katılır. Devletin topladığı vergi dağılımını tartışırlar. Konuşmacılardan biri Amerikalı, biri Avrupalı, biri de Temel. Ortaya bir fikir atılır. Halktan toplanan vergiler nasıl dağılım yapılacak.

Amerikan vatandaşı söz alır:
-"Bizim Amerika’da önce yere bir çizgi çizeriz ve sonra topladığımız vergileri havaya atarız. Çizginin soluna düşen paraları halka hizmet olarak geri veririz, sağ tarafta kalan devlete kalır, yatırım yaparız..."

Derken Avrupalı söz alır ve:
-"Bizim Avrupa’da başka ama ona benzer bir uygulama yaparız. Önce yere bir daire çizeriz. Halktan toplanan vergileri havaya atarız. Dairenin dışında kalan halka hizmet olarak geri döner, dairenin içine düşenleri devlet harcamalarına kullanırız... "

Sıra bizim Temel’e gelir ve başlar anlatmaya:
-"Ula uşaklar ne güzel anlattunuz. Keşke bizde sizun
çirkefluklerunuzi değil da habu çalışkanluğunuzi alsak... İnanun bizum öyle bir uygulamamız yok. Bizde daha kısa oluyi... Bi kere öyle yere çizgi çizmezuk. Bizde hükümet halktan toplar vergileri. Atar havaya. Yere düşenleri kendilerine harcama yaparlar. Havaya kalanlar halka hizmet olarak geri döner..."

[12] Siyasiler boş yere kavga ederse ekonomi de vatandaşa kalır... Temel, Dursun ve İdris’in parasızlıkları canlarına tak eder. Bir taraftan işsizlik bir taraftan geleceği kapkara bir siyaset... Ekonomi ve enflasyonu bırakan siyasiler devamlı kavga ederler...
Bunlar da oturur geleceğimizi, yani ekonomi, işsizlik nasıl çözülür onu tartışırlar. İdris söz alır:
Uşaklar ben en hızlı kalkunmanun yolini buldum... Bi uçak filosu yolliyalum. New York’i bombaliyalum... Sora da Amerika bize atom atar. Teslim oluruk. Sora da Japonya gibi çikaruk ortaya aha zengin oldun...
Dursun atılır:
- Ula daha kolayi varken öyle niye edeyruk... En iyisi Amerika’ya savaş ilan edelum Beşinci Filo oriya çıkarma yapar... Savaşı kaybederuk... Ardından Almanya gibi ortaya çikaruk aha zenginsun. Sonunda Temel atılır, kafasını kaşır ve:
- Ula uşaklar ya savaşi biz kazanursak, oni hiç hesap etmedunuz...

[13] Ekonomik kriz yüzünden büyük para problemi olan Temel, çocuk kaçırıp fidye istemeye karar vermiş.
Şehrin büyük bir parkında çocuğun birini gözüne kestirmiş
Önce bir not yazmış: Çocuğinu kaçurdum. Bunu yaptuğum içun üzgünüm ama kusura bakma çünki gerçekten paraya ihtiyacum var. Yarin sabah saat 7'de falanca parktaki filanca agacin altina bir siyah çantada 5 bin lira getur.
İmza: Laz
Çocuğun yanına gitmiş, notu çocuğun ceketinin iç cebine koyup, doğruca evine gitmesini ve notu babasına göstermesini söylemiş..

Ertesi sabah parka geldiğinde söylediği ağacın altında, söylediği renkteki çanta içinde 5 bin olan emaneti bulmuş.
Paraların yanında bir de not varmış:
" Paran purada ama bir Laz hemşerisine nasil peyle bir şey yapar inanamayrum, inanamayrum."
Mühim Biri
 
A call-to-action text Contact us